01 Ağu Suriyeli göçmenlerin kayıtlı oldukları illere gönderilmeleri konusunda
İstanbul valiliği tarafından yayınlanan basın açıklamasında İstanbul kimliği olmayan göçmenlere 20 Ağustos 2019 tarihine kadar süre verildiği ve bu tarihten sonra kayıtlı oldukları illere gönderilecekleri bildirilmiştir. Yıllardır istanbul’da yaşayan bir kısmı kimlik aldığı ilde hiç yaşamamış kişilerin bütün düzenlerini değiştirecek bir adımı bu kadar kısa sürede yapabilmesi imkansızdır.
Suriyeliler geçici koruma kimliğini almış olduğu il sınırları dışına ziyaret amaçlı dahi olsa çıkamamakta ve başka bir ilde yaşayamamaktadır. Bu kural geçmişte var olsa da bu zamana kadar uygulaması pek yapılmamıştır. Sözkonusu göçmenler uzun zamandır İstanbul’dan kimlik alamamaktadırlar. Şuanda ki gözlemlerimizdeki durum şudur;
a. Birçok Suriyeli ailenin Geçiçi koruma Kimliği başka illerden alınmış olsa dahi İstanbul’da ikamet ve çalışma imkanı bulabilmiş. Burada bir düzen kurmuşlardır. Bu ailelerden bazılarının aile fertlerinden hepsinin İstanbul kimliği olduğu halde ailenin geçimini sağlayan eş veya çocuğunun, aileye bakan annenin kimliği farklı ilden alınmıştır. Şuanda alınan kararla tüm aile İstanbul’da kalacak ancak diğer illerden alan eş veya çocuklar gönderilecektir. Bu durum hem aile birliğinin bozularak sosyolojik, hemde çalışma gücünün etkilenmesi neticesinde ekonomik olarak mağduriyetler doğuracaktır.
» Bu durumdakiler için son kararlarda aile birliğinin sağlanması ve istisna uygulanması sağlanmalıdır.
b. Suriyelilerle ilgili toplumda önyargılar ve karalamalar olsa dahi işin içerisinde kişiler olarak biz biliyoruz ki suriyeliler işgücü olarak ekonomiye katkı sağlamaktadır. Özellikle tekstil, ayakkabıcılık, inşaat gibi sektörlerde Türk Vatandaşı personel bulma konusunda oldukça sıkıntı yaşayan işverenler için Suriyeliler kurtarıcı olmuştur. Birçok firma bu personeller sayesinde üretim yapabilmekte, satış yapabilmektedir. Çoğu personel yıllardır çalıştıkları işyerlerinde belli tecrübeler elde etmiş, bağlantılar kurmuştur. Bu yetişmiş işgücü de son politikalar neticesinde heba edilecektir. Bu personeller yurtiçine olduğu kadar ihracatta da ülke ekonomisine fayda sağlamaktadır. (çalışma izni ve kaçak çalışma konusu ayrıca ele alınacaktır) Birçok Suriyeli kendisi şirket kurmuş ve yatırım yapmıştır. Sadece çalışan olarak değil işveren olarak da faydası olduğu aşikardır. Bu kişilerin İstanbul gibi Türkiye’nin ekonomik başkenti olan bir ilimizden aniden çekilmesi birçok firmayı zor durumda bırakacak, üretim ve ticaretlerini azaltmalarına neden olacaktır. Hali hazırda ekonomik sıkıntıların baş gösterdiği bir durumda son adımlar makro ekonomik olarak telafisi zor sorunlara yol açacaktır.
» İstanbul’da şirketi olanlar için, İstanbul’da bir firmada personel olarak çalışanlar için durumlarını belgeleyen (ticaret sicil, vergi dairesi, iş sözleşmesi gibi) kişilere İstanbul’a kayıt nakli yapılması imkanı getirilmelidir. Suiistimalin engellenmesi için kontrol ve denetim mekanizması yapılabilir. Belli bir süre kimliklerine vize benzeri uygulaması getirilerek kayıtların devam edip etmediği denetlenebilir.
c. En çok şikayet edilen kısım Suriye’lilerin kaçak çalışması problemidir. Her ne kadar bu konuda toplumda olduğundan daha karamsar tablolar çizilse dahi kısmen haklılık payı vardır. Ancak bunun nedeni tamamen Suriyeliler veya işverenler değildir. Uluslararası İşgücü Kanununa göre Geçici Koruma Kapsamındakiler için çalışma izni alabilmesinin ilk şartı çalışacağı ilden kimlik alınması zorunluluğudur. Birçok işveren tarafımıza çalıştırdığı personele izin almak ve sigortasını ödemek istediğini iletse de bu nedenden dolayı başvuru yapamamaktadır. Kimlik taşıma işlemi yapmak istemekte ancak bunlara da izin verilmemektedir. Bu nedenle işverenler kayıtdışı çalışmaya mecbur kalmaktadır.
» Bir önceki madde de belirtildiği gibi İstanbul’da çalışan personellerin nakil işlemleri denetimli olarak yapılmalıdır. Yeni gelecekler içinde kurallar önceden belirlenmelidir.
d. Geçici Koruma Kapsamında olmayan Turizm İkamet İzni ile Türkiye’de yaşayan Suriye uyrukluların çalışma izinlerinde ise geçtiğimiz yıla kadar çalışma izni alınabilmesi için aranmayan her yabancı için 5 Türk personel kotası bu yıl aranmaya başlanmıştır. Hiçbir duyuru ve süre verilmeden yapılan bu değişiklikle birçok İşçi ve işveren burada da mağdur edilmiştir. İşveren yatırım yapmış (bazılarında milyonlarca lira) ancak yenilemek istediği çalışma izni reddedildiği için kaçak duruma düşmüştür. Bu kişiler yaptıkları yatırımların batmasıyla karşı karşıya kalmaktadır. Devam etmek istese dahi çoğunluğu yurtdışı ile çalıştığı için iş ziyareti yapmak istese yapamıyor, yurtdışına çıksa vize uygulaması nedeniyle geri gelemiyor vaziyettedir.
» Suriyelilerle ilgili politikamız açık kapı, Ensar-Muhacir olarak nitelendirilmektedir. Madem ki bu kişilere biz kol kanat gerdik. Ülkemizde misafir etmekteyiz. Bu kişilerden hem faydalanmak hemde fayda vermek zorundayız. Ülkesinden kaçıp gelmiş bir aile Türkiye’de GKK veya ikamet izni ile kalıyorsa bu kişilerin hepsinin tüm ihtiyaçlarını ilelebet devlet olarak karşılamamız mümkün değildir. Bu nedenle bu kişilerin kendi ayakları üstünde durması gerekmektedir. Örneğin bir Suriyeli büfe açmış, şirketini kurmuş, çalışma iznini, belediye ruhsatını almış, (yani tüm kanuni gerekleri yerine getirmiş) ekmeğini kazanmaya çalışıyorsa bu kişi çalışma iznini yenilemek istediğinde reddedilmemelidir. Bu durumda bu kişi ailesini nasıl geçindirecektir. Bu nedenle Suriyeli ikamet izni sahipleri için yabancı çalışma izninde kriterler eskiden olduğu gibi uygulanmamalıdır. Hem mağdur edilmemeli hem kayıtdışılığa itilmemelidir.
YÖNETİCİ ÖZETİ
• Eşlerin biri İstanbul’dan kimliğini almış, diğeri başka ilden almış ailelerin durumu ne olacaktır?
• T.C.’ne tüm vergi ve kanuni harçlarını ödeyerek İstanbul’da şirket kuran yatırımcı İstanbul’dan kelepçe ile götürülmesi durumunda mı kalacaklar?
• İstanbul esnafının arapça bilmediğinden ortadoğudaki dili-kulağı olmuş satış temsilcileri ve pazarlama müdürlerinin gönderilmesi sonucunda bu esnaflar ne yapacaktır?
Güvenlik politikası olarak emniyet kuvvetlerimiz belki 1 milyon insanı izleyemez ancak herkes çalışma izni alarak yasal olarak çalışan 5 kişiyi daha yakından takip edebilir düşüncesindeyiz.
DURUM DEĞERLENDİRMESİ
Sonuç olarak alınan kararla toplumdaki algı sadece Suriye’lilerin mağdur olduğu yönünde olsa dahi özellikle işveren konumundaki Türk Vatandaşları ve ekonomimizde mağdur olmaktadır. Yukarıda izah ettiğimiz sorunlar sadece bizim şahit olduğumuz sorunlardır. Başkaca sorunlar da tabi ki vardır. Türkiye mülteci sorununa hazırlıksız yakalanmış ve alelacele alınan hatalı kararlar neticesinde bu durumla karşı karşıya kalmıştır. Görünen o ki yine acele alınan bir kararla başka sorunlarla karşı karşıya kalmaya doğru ilerlemektedir.
Ekonomik ve hukuki zaafları olan bu genelge siyasetende büyük bir hata olarak tarihteki yerini alacaktır.
İç piyasalardaki genel durgunluk karşısında çalıştırdığı bu yabancılar sayesinde yaptığı ihracat veya imalat sayesinde biraz olsun nefes alan tüccarlarımızın gösterecekleri tepki ile hükümetin belediye seçimlerinden çok daha büyük oy kaybına vesile olacaklardır.
Konu ile ilgili atılan adımların tekrar değerlendirilmesi, STK’larla, İş Dünyasıyla ve bu durumun taraflarıyla ortak çalışma yapılmasının elzem olduğu kanatindeyiz.
ÇOK ÖNEMLİ NOT : Körfez ülkelerinden milyon dolarlar, hatta milyar dolarları bulan nakitlerini getirmek için şirketimizden vatandaşlık başvurusu hizmeti alan büyük yatırımcılar bize hükümetin bir gecede alınmış bu tür kararları yarın kendileri içinde alınabileceğini düşündüklerini ve yatırım yapma kararlarını “Bekle Gör” Politikasına çevirdiklerini bize iletmişlerdir.