09 Şub Türk Ticaret Kanununa göre Türkiye’de kurulan bir şirketin tasfiye sürecine başlaması durumunda bir Tasfiye Memuru seçilmesi gerekmekte ve bu memurun Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olması zorunlu tutulmaktadır.
Yabancı sermayeli bir firmanın tasfiye sürecine girdiğinde şirketin tek yetkilisi olarak seçilecek tasfiye memurunun Türk vatandaşı olma zorunluluğunun 2 nedenle kaldırılması gerekir.
1- YABANCI YATIRIMCI AÇISINDAN SAKINCALAR;
Şirket tasfiyeye girse de üzerine gayrimenkul, taşıt, stoklarında satılamamış ürünler vb olabilir. Henüz tahsil edilmemiş alacaklar olabilir. Yabancı Yatırımcı bu kadar önemli ve kritik bir yetkiyi NEDEN! Bir Türk Vatandaşına vermek zorunda kalsın.
Şirketle hiçbir bağı olmayan, sadece kanuni zorunluluk nedeniyle şirketin tüm malvarlığını, alacaklarını, banka hesaplarını kime teslim edecektir? Bu kişiye nasıl güvenecektir? Kendi haklarını nasıl koruyabilecektir?
2- TÜRK TASFİYE MEMURU AÇISINDAN SAKINCALAR;
Büyük ihtimal yabancı yatırımcı kimseyi bulamayıp muhasebecisinden Tasfiye Memuru olması konusunda rica edecektir. Ancak Mali Müşavirlik Kanuna göre yasak olduğundan bu kapı da kapanmış olacaktır. Kanun izin verse dahi muhasebeci veya herhangi bir kişi şirketin o andan itibaren tüm borçlarından da sorumlu olacağı bir yükümlülüğe neden girsin?
Madem devlet olarak yabancı yatırımcının şirket kurmasına, uzun yıllar faaliyette bulunmasına ve borç alacak ilişkisine girmesine izin veriyorsun, 6 ay sürecek tasfiye sürecinde de güvenmeye devam etmelidir…
Devletin almadığı bir riski bir vatandaşının almasını istemesi mantıklı ve adil değildir.